Gurkan Akkurt
Kafanıza koyduysanız kesinlikle yaşamanız gereken bir tecrübe!
Çevrenizde mutlaka Work and Travel'a gitmiş bir arkadaşınız vardır. Mutlaka iyi ve kötü anılarını size anlatmışlar ve sizin de kafanızda bir takım "kesinlikle gitmeliyim" ya da "berbatmış ya sürünüyormuşsun" gibi düşünceler oluşturmuşlardır.
Hiçbirini dinlemeyin… Şahsen ben dinlemem. Eğer gerçekten bu tecrübeyi yaşamak istiyorsanız, sizi tutan bir şey olmadığını bir kere aklınıza koyun. "Zor değil, tatil gibi" - tabi ki değil, zorlukları var, ama her şey size bağlı, burada oturup "katılmalı mıydım?" sorusuyla baş etmek inanın daha zor.
Kısaca işin maddi kısmına değinelim. İnanılmaz bir para değil, bende kredi çekip gittim, zaten yazın sonunda program için ödediğiniz miktarı teoride çıkarabiliyorsunuz. Yani çıkarmanız gerekir.
Ben teorimi harcadım o ayrı:) Bu yaz Alabama, Birmingham'da - Embassy Suites Hilton Hotel'inde "manager" olarak görev yaptım. Çok rahattı, her gün havuz partileri, kokteyller..
Tamam, housekeeper'dım, Temizlikçisin işte, odaları temizleyecek ve yeni gelen konuklar için hazırlayacaksın her gün 40 kırbaç yiyeceksin.
Benim için böyle miydi? Tabi ki hayır! Şimdi önyargılarımıza değinelim..
Gitmeden bu iş hakkında biraz fazla bilgim olsaydı, kabul etmezdim, “bu işi zor abi ya olmaz ben kendim dağınık bir adamım otel odası mı toplayacağım?!” şeklinde olurdu tepkim, biliyorum yani. Şimdi iyi ki bu işi yaptım diyor muyum?. Klişelere gerek yok degil mi:) ?
Ben aşırı memnunum. Neden? Sayayım; Benim 2 büyük amacım vardı,
Bir kere okuduğum bölüm Reklamcılık, oradaki insanları gözlemlemek, ne yaparlar, davranışları, olaylara tepkileri nasıldır, neye güler, nasıl üzülürler bunları görmekti.
İkinci büyük amacım da New York, Los Angeles, Chicago'daki reklam ajanslarını ziyaret etmek. Yani Advertising Skill'i kastım.
Amerika Reklamcılığın dünyada merkezi ve o ortamı görmek, oradakilerle konuşmak, o atmosferi solumak, en ufak bir şey öğrenmek, fikirlerimi onlara anlatmak benim için paha biçilemez, kovsalar bile geri gelecek bir yapıya sahibim. İlk amacım için, Mission Complete Perfectly diyelim.
Bir kere, otelin müdüründen tut, süper zengin konuklarla yani mümkün olduğunca çok kişiyle konuşmaya çalıştım. Bizim housekeeper takımı, Meksika Guatemala Nijerya ve Papua Yeni Gine'den gelen insanlardan oluşuyordu. Tamam, Papua Yeni Gine yoktu. Düşünsenize dünyanın diğer yarısına gidip, tamamen tesadüfen o insanların orada olması ve sizin onların hayatlarına tanık olmanız. Benim için çok değerli bir fırsat, biraz da fotoğrafla ilgileniyorsanız. Harika malzeme ve materyal bulacaksınız. Bunlar orada sürekli çalışan ve gerçekten ama gerçekten İngilizce bilgileri birkaç kelimeden öteye gitmeyen dünya iyisi, cadı, tatlı insanlardı. Hilton otelinde ""Loco"" -İspanyolca- lakabını da aldım. Süreci nasıl daha eğlenceli hale getirebilirim dedim ve gerisi geldi. Biz 2 Türk, bir Bulgar ve sonradan bize katılan 2 Nijeryalı kız arkadaşlarımızla başka otellerde kaldık. Bize konaklama verin, araba verin, birde elimi öpün demedim mi dedim, işe yaradı mı hayır ama olsun denedim en azından:)
Tabi ilginç olaylarla her an karşılaşma şansınız var, bu süreci daha eğlenceli hale getiriyor. İşte geçen her günün ayrı bir hikayesi var, pay-check gününün gelmesi ise paha biçilmez. Otelin dışındaki sosyal hayatta tecrübe ettiğim alan olarak Amerika'nın güneyi için konuşuyorum, mükemmel insanlar tanıdım, hepsi çok misafirperver çok arkadaş canlısı insanlardı. Bu yüzden Amerika'nın güneyini tavsiye ederim. Alman barında Night of Cthulhu etkinliği buldum direk atladım, bulunduğunuz yeri ve sosyal hayatı çok iyi takip edin inanılmaz fırsatlar yakalarsınız. Kalk git Motley Crue ayağına geliyor yani. Bir diğer tavsiyem bulunduğunuz yerin yerel halkını tanıyın, orada orjinal bir şeyler yakalayacaksınız. Fotoğraf için delirecek kadar müthiş kareler yakaladım. Ayrıca arabalara merakınız varsa Camaro ve Mustang Birmingham'da ülkemizdeki Şahin, Doğan sayısıyla yarışacak ölçüde J Birmingham'daki herkesle hala bağlantım var, mektup göndermiyoruz tabi.. Facebookumuz sağolsun :) İşte esas olayın başladığı yer ve ilk durak Las Vegas'tı. Klasik sözü hatırlayacaksınız.. “Vegas'ta olan Vegas'ta kaldığı” için anlatmıyorum üzgünüm ama Grand Canyon ve Hollywood'a gitmek yağmurlu havada boğaz köprüsünü geçmekten daha kolay onu söyleyeyim birde oradan ayrılırken ağlarsınız o derece diyebilirim. J Oradan New York'a gittim ve 2.amacıma geldi sıra. Yaklaşık 20 gün kaldım. Bu arada cebimde çok para mı vardı? Şunu söyleyeyim; uçağı kaçırmam dahil çalışmayan kredi kartları, telefon + 20$ ve kuzenimin evinin olduğu adres kâğıdını kaybetmemle Vegas'tan New York'a gitmenin kitabını yazmasam da broşürünü basabilirim J Ama süper eğlendim, manyak mıyım? Evet, büyük ihtimalle! Zor durumları değerlendirmeyi bilirseniz gerçekten çok önemli şeyler öğrenme fırsatını yakalarsınız. New York'a 9 Eylül'de geldim, 11 Eylül'ün 10.yılında Ground Zero'daydım. Bir tanıdığınızın yurtdışında yaşaması avantaj olur normalde ama benim kuzenim turistik yerleri gezeceksen kendin git, gerçek New York'u görmek istersen çok iyi tavsiyelerimiz var dediler. Manhattan’ın belki yarısına yakınını gezdim diyebilirim. Buradan New Yorker Girl ("kendi tabiriyle") Angelina'ya el sallıyorum, gerçekten çok yardımcı oldu :)) Her şey size bağlı, ne görmek istiyorsanız oraya gidebilirsiniz. Ben Street Art cenneti, dahası sanat cenneti varsa onun gururlu bir franchisingi:) New York'ta bulduğum kitaplara delirdim, MoMA, The Metropolitan Museum, ICP - International Center of Photography, MoMA PS1 ve çizgi roman müzesi dahil oraları hatmettim. Benim için orada tanıdığım insanlar, gezdiğim yerler ve bu tecrübe gerçekten paha biçilemez. Tabi ki bana neler kattığını anlatmıyorum, anlatsam da okumayın ve dinlemeyin zaten, gidin görün, sizin hikâyeniz de farklı olacaktır. Sadece girişken olun kendinize güvenin biraz da Into the Wild ruhunuz varsa gerisi kolay. Yatırım yapmadan hiçbir şey elde edilemiyor. Benim yatırımım kendimeydi, gezdim ve bütün paramı gezmeye, eğlenmeye harcadım. Elde ettiğim sonuç başarılı!
Ayrıca Exchange'in çok değerli danışmanları ellerinden geldiğince sizin için daha iyisi nasıl olur diye uğraşıyorlar. Bende onlara hediye olarak bir kutu Birmingham pişmaniyesi getirdim ;)
GÜRKAN AKKURT
2011 WAT ÖĞRENCİSİ