Rıdvan Ünlü
Aslına bakarsanız çok sakin bir hayatım vardı. Farklı birşeyler yapmaya ihtiyacım olduğunu konuşup durdum arkadaşlarımla. Sonra biri ''Gel abi, Amerika'ya gidelim'' dedi. Tamam dedim ve internette WAT firmalarını araştırmaya başladık.
Exchange International dikkatimizi çekti ve iletişime geçtik. O kadar iyi ilgilendilerki bizimle '' Tamam, Exchange Internaional'la gidiyoruz'' dedim. Bu arada ailemden ve çevremden ''WAT işinde sahtekar çok, boşver'' diyenler de oldu tabi. Ama kulak asmadım... Neyse işte, çıktım İstanbul'dan Paris'e, -Bu arada bana gaz veren arkadaşım tarafından da ekildim- sonra Paris'ten Boston'a geçtim.
Havaalanında 2 saate yakın bagaj kontrol vs. derken sonunda Amerika'ya ilk adımı attım ve bir sigara yaktım -evet tiryakiyim ve
tavsiyemdir giderken bir kaç karton sigara götürün, zira bir paketi 8-9$'dı-. Akşam saatleri olduğu için Falmouth'a otobüs bulamadım ama yakınlarında bir kasabaya gittim ve motelde kaldım bir gece. Ertesi gün 2 saatlik bir yolculuktan sonra Falmouth'a ulaştım. Otogar'da 2 Asyalı vardı, nereye gittiklerini sordum, taksi ücretini paylaşmayı teklif ettim derken macera başladı. Hayatımda ilk defa bu kadar açık ve rahat haraket edebilmem özgüvenimi de arttırdı.
İşim otelin ''public'' kısımlarında temizlikti, ama çamaşırhanede çalışan Porto Rico'lu hamile kızın yardımcıya ihtiyacı olduğunu söylediler, kabul edip ''laundry man'' olarak işe başladım. Ekibin bir parçası olmak için elimden geleni yaptım-
Bana karşı soğuk davranan 4 Jamaika'lı kadın vardı, otelin deposunda bulduğum bir çift hoparlörle çamaşırhaneyi Bob Marley'in konser salonuna dönüştürdüm, derken muhabbet başladı. Kısa sürede patronların da -zira bir sürü manager vardı- dikkatini çekmeyi başardım ve çamaşırhane dışında da bir sürü görev alarak over-time kralı oldum. Doğal olarak güzel de para kazandım-Haftalık 500$+-.Gidecek olanlara tavsiyemdir ne kadar çok kazanırsanız o kadar rahat yaşar ve gezersiniz.Asyalı arkadaşlarım 850$'a bir araba aldı ve ehliyetim olduğu için kullanma işini bana bıraktılar.
Her hafta yakınlardaki şehirleri turladık, Cape Cod civarındaki heryeri gördüm diyebilirim.Ayrıca Boston benim için Çanakkale'den farksız bir hale geldi :) New York'da ilk trafik cezamı yedim... (50$;sabahın 7'si, park biletim olmasına rağmen, 150 kilo civarındaki tek kişilik polis ekibinin, yolların temizleneceği bahanesiyle kestiği ceza:) )
Unutmadan şunu da belirtmek isterim, Türkiye'den diğer firmaların WAT programıyla Amerika'ya gelmiş ve yersiz-işsiz kalmış
bir çok mağdur arkadaşla da karşılaştım. Hatta 5-6 kişinin kalıcak yer sorunu da çözdüm -O kadar ki bir 2 yataklı odamda 6 kişi kalmaya başlamıştık :) -.
Kısacası yazmakla bitmeyecek kadar çok anım oldu ve çok iyi dostluklar kurdum.
Hatta eve dönerken elimde bir referans mektubum bile vardı.Evet WAT'ın kazandırdıkları daha iyi İngilizce, Amerika'yı görme şansı vs ama bence bunların ötesinde kendinizi tanıma şansı vermesi.
Benim için WAT=Özgürlükler ülkesinde sınırlarınızı deneme fırsatı... :)
RIDVAN ÜNLÜ
2010 WAT ÖĞRENCİSİ